Cuma, Haziran 09, 2023

Patriyarka Nedir? Kapitalizm ile Arasında Nasıl bir İlişki Vardır? Kadınların Mücadelesi neden Sadece Sınıf Eksenli Yapılamaz!

Gülnur Acar Savran


[Bu yazı aşağıda belirtilen kanaldan aynen alınmıştır. Kaynağından okumak isterseniz linke tıklayınız https://feministbellek.org/patriyarka/   ]

Bu fotoğraf aşağıdaki kaynaktan alınmıştır. Bu linkte yazarla yapılan bir söyleşi var. 
https://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2019/02/09/gulnur-acar-savran-erkeklik-krizi-yok-patriarka-hala-cok-guclu

*

Patriyarka kavramı feminizmin ikinci dalgasının başlarından itibaren çeşitli biçimlerde tartışılageldi. Gerek kavramın nasıl kullanılması gerektiği konusunda gerekse bizzat kullanılmasındaki sorunlara ilişkin çeşitli fikirler ileri sürüldü, sürülmeye de devam ediyor. Başlangıçta özellikle Kate Millett ve Shulamith Firestone’un kullandığı şekliyle patriyarkaya itiraz kimi sosyalist feministlerden geldi: Patriyarka ya geçmişte kalmış bir ilişki biçimini, salt baba otoritesini ifade eden bir kavramdı; ya da bugüne ilişkin olarak kullanıldığında ise tarih-aşırı bir nitelik yüklenmiş oluyordu kavrama. Günümüzde de özellikle çeşitli Marksist/sosyalist feministler bunun gibi ve başka gerekçelerle eleştirir patriyarka kavramını: Bazılarının gözünde patriyarka adeta erkeklerin tarih-aşırı bir egemenlik güdüsü olarak varsayılmaktadır; başkaları ise patriyarkanın bir sistem olarak tahlil edilememiş olduğunu ileri sürer.

Buna karşılık kimi feministler patriyarka kavramını bütün itirazlara rağmen kullanmakta yarar görmektedir. Bu feministlerin patriyarkadan ne anladığına baktığımızda, patriyarka kabaca iç bağlantıları olan bir toplumsal bütün, erkek egemenliğini üreten ve yeniden üreten bir toplumsal ilişkiler bütünü olarak ele alınır. Christine Delphy gibi kimileri bu bütünü bir üretim tarzı temelinde tahlil eder; birçok feminist ise başlıbaşına bir üretim tarzına dayanmayan, farklı üretim tarzlarıyla eklemlenmiş olarak varolan, kadın emeğinin ve bedeninin erkekler tarafından denetlendiği, cinsiyete dayalı işbölümünü içeren, cinselliğin ve doğurganlığın kadınların iradesine rağmen düzenlendiği, kadınların toplumun çeşitli alanlarından dışlandığı ya da buralara eşit olmayan erişiminin olduğu ve erkek şiddetiyle sürdürülen bir sistem olarak tahlil eder patriyarkayı. Bu anlatımda öne çıkan nokta, belirli bir üretim tarzıyla karakterize edilmeyen bir toplumsal sistemden söz edilebileceği kabulüdür; yeter ki o sistemin kendi iç dinamikleri, eğilimleri olsun ve farklı üretim tarzlarıyla bağlantıları içinde açıklanabilsin.