Pazar, Mart 27, 2016

Aşk ve Dans


"Birlikte her şeye gülüyorduk. Ama her şeye.
Bir gariplik olduğunun farkındaydım ama anlamlandıramıyordum.
Bir gün itiraf etti..."

Sıradan Hikayeler içinde yer alan Aşk sahnesi oyun içinde oyun anlayışına uygun olarak kurgulanmıştır.  Oyunun kendi şimdiki zamanı akıp giderken, bir yandan da birbirine aşık olan iki kadının hikayesi üzerine çalışan tiyatrocu kadınların tartışmalarını ve provalarını izleriz. 

MÜZİK olarak, Astor Piazzolla'nın - Libertango'sunu kullandık.

Buradan dinleyebilirsiniz.

(Ve elbette bizim sahnemizde buradaki gibi bir "Maço" erkek karakter yoktu :)

Ekin ve Yıldız, Aşk'ın dansını açıyor

Sıradan Hikayeler Gösteride -Fotoğraf Seçkisi

Gösteri sırası ve sonrasında çekilen fotoğraflardan seçtiklerimiz...
Fotoğraflarımızı Turhan Çulha çekti.
Afife Jale. 2014 Haziran

Başlıyor... Yıldız ve Melika

Sıradan Hikayeler Genel Provadan Fotoğraflar

Akşamki gösteri öncesi genel provamızdan seçtiklerimiz...
Fotoğraflarımızı Turhan Çulha çekti.
Afife Jale. 2014




Melika, Gül, Yıldız ve Yasemin.

Akşama Hazırlık- Sıradan Hikayeler

Akşama oyunumuz var. Afife Jale'de hazırlık yapıyoruz. Bir yandan dekorları hazırlarken ışıklarımızı da yeniden yeniden deniyoruz. Işık odasında Burcu var. Sesler ve müzik önemli orada da Pınar makinenin başında. Fotoğrafları Turhan Çulha çekti.


Çarşamba, Mart 16, 2016

Sesler, Kokular ve Hatıralar - Fotoğraf Seçkisi

Sesler, Kokular ve Hatıralar'ı sadece bir kere Afife Jale'de sergiledik. Aşağıda provalar, oyun sırası ve sonrasına ait görüntülerden seçtiklerimiz var. 
Oyun sonrası Madam Despina'ya gitmiştik. O sene Eylül ayında kaybettiğimiz suflörlüğümüzü yapan Bülent de (Akdağ) masadaydı. (sol başta). "Heyecandan kalp krizi geçirttirecektiniz bana" demişti oyun sonrası.

Öyküm Yok 2005 - Fotoğraf Seçkisi Stüdyo Drama


Öyküm Yok'un ilk sahnelenmesinden seçilmiş görüntüler. 2005 Stüdyo Drama...
Bu oyunu ilk kez 8 Mart 2005'te Eğitimsen 3 nolu şubenin salonunda sadece kadınlara oynamış, oyunun hemen arkasından bir söyleşi gerçekleştirmiştik.
Aynı yıl ilk resmi sahnelemeyi Stüdyo Drama'da yaptık.
2006 yılında bu oyunu çalışmaya devam ettik, geliştirdik... Ve bu sefer de Şişli Kültür Merkezi'nde oynadık ama o oyunumuzun video görüntüleri kayıptır. Maalesef... Üstelik bu versiyonun en iyi sahnelemesini gerçekleştirmiştik.

Deprem'de Yıldız Ayyıldız

Salı, Mart 15, 2016

Sözlü Tarih ve Yerel Tarihçi - Rehber


Bu kitabı okuyarak özetleyen ve gruba sunumunu yapan kişi Yıldız Ayyıldız'dır



Sözlü Tarih Nedir?
Belgelere dayanan kanıt, yaşamın çok küçük bir parçasını kaydeder. Bireylerin yaşamlarına fazla ışık tuttuğu söylenemez.

Gelecekte farklı bir toplumda  yaşayacak olan insanlar şimdiki yaşamın çeşitliliğini sadece belgeler aracılığı ile nasıl anlayabilecekler?

Sözlü kayıt olmadan, insan yaşantısının pek çok kesimi açıkça yok olur.
Şiveler, hatta diller kaybolmuştur, topluluklar da yerlerinden olup dağılabilir.

Pazartesi, Mart 14, 2016

Sıradan Hikayeler - Afiş

Bu afiş Damla Kukul tarafından hazırlandı. Mandallara asılmış olan fotoğraflar provalarımız sırasında çekilmiş olan görüntülerden seçilmiştir.



Tiyatro Eğitimi İçin Kaynaklar

 
Bu liste 2005 yılında Dilara Kahyaoğlu tarafından hazırlanmıştır. O zamandan bu zamana elbette listemiz büyüdü ama belgenin orjinalliğini bozmamak için buraya aynen aldık. 







Pazar, Mart 13, 2016

Savaş Karşıtı İlk Oyun: Lysistrata

Lysistrata, Aristofanes tarafından MÖ 411 yılında yazılmış, tek perdelik, seyirlik bir oyundur. İlk defa MÖ 411 baharında sahnelendiği düşünülen oyun, tiyatro tarihinin ilk savaş karşıtı oyunlarından birisi kabul edilir. Erkeklerinin savaştan dönmelerini beklemekten usanan kadınların savaşa son vermek için savaşa bitene kadar erkeklerle yataklarını paylaşmamak kararı almaları ile gelişen olayları konu alır.

Çevirenler: Azra Erhat - Sabahattin Eyuboğlu
  
1896 tarihli Aubrey_Beardsley illüstrasyonu

Geçmişin İzleri - Yanıbaşımızdaki Tarih İçin Bir Kılavuz



Kitabı okuyup, özetleyen ve gruba aktaran
                   Yıldız Ayyıldız (2007)

Bir özdeyiş “ Balıklar nasıl suyun içinde yüzüyorlarsa (var oluyorlarsa) insanlar da  aslında tarihin içinde yüzerler (varolurlar)” der.    Bu özdeyişi beğendiğim için sizinle paylaşmak  istedim.

Bu kitapta birinci bölümde; yerel tarihin tarihi, sosyal tarih, yerel tarih, aile tarihi: yanıbaşımızdaki tarihin kapsamı   anlatılmış. Kısaca tarihte yapılanlardan örnekler verilmiş.

İkinci bölümde;
Osmanlı İmparatorluğu’nun çok kültürlü dokusundan bahsedilmiş.
Göç öyküleri adı altında Türkiye’de yaşanan göçlerden örnekler anlatılmış.
19. yy ve sonrası tarih açısından yapılanlardan etkilenilen akımlardan söz edilmiş.  Son olarak mahalle ve küçük ölçekli birer kent ve kasabaya yönelik çalışmada işlenebilecek temalardan bir seçki sunulmuş.

Cuma, Mart 11, 2016

Kadınları Sevmek



 STELLA OVADlA 

Piyale Madra
Kadın olmak aya gidilen zamanda okuma yazma bilmemektir. Gece sokağa çıkmaktan çekinmek, laf atıldığında utanıp tersleyememek, dayak yediğinde "yine ne yaptım?" deyip kendini koruyamamaktır. Boğaz tokluğuna dünyayı doyurmak, silip süpürmek ve yeniden doyurmak, her gün ne pişireceğini düşünüp başka şey düşünemez hale gelmektir. Kadın olmak günde 24 saat hizmet verip “çalışıyor musunuz?" sorusuna cevap aramaktır. Canını dişine takıp meslek edindiğinde yine bütün ev işlerinden sorumlu tutulmak, ev kadınlığından sıyrılamamak, ne patrona ne kocaya yaranmaktır. Doğurduğu çocuğa adını verememek, erkek doğurana kadar doğurmaya mecbur olmak, doğuramadığında horlanmaktır. Kadın olmak erkeklerden az beslenmek, az sevilmek, yaşlandığında bunları sağlığıyla ödemektir. Kadın olmak insandan sayılmamak, erkeklerden 150 yıl sonra oy verebildiğinde oyunu kendi için kullanamamaktır. istediği kadar çocuk doğurmaya kalktığında "cadı" denip meydanlarda yakılmak, kovuşturulmayı göze almaktır. Bedeninden utanmak, onu tanımamak, sevmemek, yük gibi taşımaktır. Erkeklere haz ve çocuk vermek için yaratıldığına inandırılmaktır. Kadın olmak kocasının bakıcılığını, sekreterliğini, menajerliğini boğaz tokluğuna yapmayı doğal bulmaktır. Dünyayı taşıyıp seyretmek zorunda kalmaktır. Siyasal örgütlerde çalışmaya yeltense başkalarını kurtarmak için bildiri basıp çay pişirmeye razı olmaktır. Yaşamının vermek olduğunu sanıp, hayatta kalmak için türlü cambazlıklar icad etmek, bunun için ayrıca horlanmaktır. Kadın olmak her türlü gaspın prototipi olmak, adı küfürle eş tutulmaktır.

Sözlü Tarih Projesi İçin Sorular

SENDİKALI  KADIN  ÖĞRETMENLER

SÖZLÜ TARİH PROJESİ

( SÖTAK )


SORULAR


GİRİŞ

§  Adınız, doğum tarihiniz, doğum yeriniz?

§  Evli misiniz? Çocuklarınız var mı?
§  Kardeşleriniz var mı? Onlar hangi işlerle uğraşıyor?
§  Babanız ve anneniz ne işle uğraşır (dı)?
§  Anneniz ve babanızın esas memleketleri neresiydi?
§  Kaç yıldır öğretmenlik yapıyorsunuz? ( yaptınız, ne zaman emekli oldunuz? )
§  Nerelerde çalıştınız, örneğin hangi şehirlerde ve okullarda?
§  Şu anda çalıştığınız okulun adı nedir?
§  Eviniz okula yakın mı? Hangi semtte oturuyorsunuz? (uzaksa) Nasıl gidip geliyorsunuz? Arabanız var mı?
§  Eviniz kira mı? Kiraysa ne kadar veriyorsunuz? Kimlerle yaşıyorsunuz?
§  Kaç yıldır sendikalısınız? Bu sürenin kaç yılı aktif olarak çalıştınız?

Hedefler


21 Ocak 2011
Bu hedeflerden bir kısmı gerçekleşti önemli bir kısmı da gerçekleşmek üzere sırada bekliyor.

Melisa, Yıldız, Ekin ve Damla bir çalışmada

Perşembe, Mart 10, 2016

Öyküm Yok 2015- Fotoğraf Seçkisi


Öyküm Yok'un 2015 versiyonunu 27 Haziran'da Afife Jale Sahnesi'nde oynadık. Burada o güne ait fotoğraflardan seçtiklerimiz var.


Oyun öncesi, hazırız. Soldan, Seher, Ekin, Tuba, Yasemin ve arkada
Yıldız; Ezidi-Kafes rolü için giyinmiş.

Çarşamba, Mart 09, 2016

Öyküm Yok 2015 - Program Dergisi

KADINLAR SAHNESİ EĞİTİMSEN-İst3

Oyuncular
Ekin KUKUL: Atkı ve Öyküm Yok
Elif İNAL: Deprem ve Okul
Seher GÖĞERCİN: Karanlık ve Domuz
Tuba ÇELİK: Dansçı ve Muayene
Yasemin FİLİZ: Tak Tak ve Aşk
Yıldız AYYILDIZ: Kafes ve Semer

Sıradan Hikayeler - Program Dergisi

KADINLAR SAHNESİ EĞİTİMSEN-İst3

Oyuncular
Aysun ORAL: Derya – Hülya
Ekin KUKUL: Süveyda - Ceyda
Gül Ersürmeli Yılmaz: Perişan
Melika KANDEMİR:  Pınar – Damla – Ceyda
Yasemin Filiz: Asuman
Yıldız AYYILDIZ:  Nalan – Hülya

Kadınlar Sahnesi Üzerine



Ankara'ya gidiyoruz. Uluslararası Tiyatro festivaline katılacağız.
Çok sevdiğimiz Haydarpaşa garından trene bindik.
Neredeyse sabaha kadar yemekli vagonda oturduk.
Vagonun bir köşesine sığışıp bu fotoğrafı çektirdik.
Melisa aramızda olmadığına göre bu fotoğrafı o çekmiş olmalı.

İstanbul Eğitim Sen 3 Kadınlar Sahnesi 10 yıldır var… Üyelerinin çoğu eğitimsenli kadınlar, öğretmenler… Çalışıyorlar, sendikal faaliyetlerde yer alıyorlar, tiyatro yapıyorlar diğer yandan günlük hayatlarını devam ettiriyorlar. Kolay değil… 
Bu nedenle bu 10 yıl içinde fazla oyun çıkartamadık. Sadece beş oyun çalışıp sergilemişiz.

Makinenin Parçalarıyız - Çalışma

Oyuncular,  biteviye tekrarlayacakları bir tane "ses" ve "eylem" belirleyerek tek tek sahneye çıkıyor. Herkes katıldığında "makine"nin tamamını ses ve görüntü olarak görebiliyoruz. 

Bu çalışmayı Gül Ersürmeli  Yılmaz yönetti. 

Menocchio'nun Yargılanması - Karakter Analizi, Saptama ve Doğaçlama

                                   

Yıldız ve Ekin
Bu metni karakter analizi yapmak ve çalışmada ulaşılan saptamaları kullanarak doğaçlamadan bir sahne yaratmak için kullandık. 
İkişerli gruplar halinde önce masa başı çalışması yapıldı daha sonra sahnelemeye geçildi. Sonra sahneleri birlikte değerlendirdik, eleştirdik. Oyunculuk üzerine yeniden düşündük, birikimimize katkıda bulunduk.
...

Engizisyoncu:
Menocchio, inançlarımıza ters düşen konuşmalar yapıyormuşsun. Bunları nerede ve kimlere anlattın? (sorularıyla Değirmenciyi sıkıştırır)

Menocchio:
Birileriyle şaka olsun diye konuştum. Kim olduklarını, nerede ve ne zaman konuştuğumu hatırlamıyorum. (tedbirsizce)

Nar Taneleri - Fotoğraflar

Ankara Katliamında kaybettiğimiz (Ekim 2015)
Şirin Kılıçalp buradaydı- 2010


Unutmamak için kaydetmek gerekir!




Cinleri Ekin Kukul ve Yıldız Ayyıldız oynadı.
Burada sendika binamızda prova yapıyoruz.

Sesler Kokular ve Hatıralar'da Zeki Müren



Ece'yi Ekin Kukul oynadı. Ekin provada çalışırken

(Ece girer, elinde bavulu, çantası, yazlık kıyafetleri ile görünür)

Dış ses: (mırıltılar, dipten gelir, bir Zeki Müren  şarkısı ile birlikte duyulur…)

Ece: (sahnedeki masaya ilerler, oturur. Etrafına bakar sesleri dinler… Lokanta içinde seslerle birlikte, görüntüler dolaşır. Eski gar, gidenler gelenler, Haydarpaşa iskelesi, lokantada oturan eski döneme ait insanlar, deniz, İstanbul’dan bir iki kare…)

(Sesler değişir, mırıltılar anlaşılır hale gelir…)

Salı, Mart 08, 2016

Sesler, Kokular ve Hatıralar Program Dergisi

KADINLAR SAHNESİ EĞİTİMSEN-İst3

Oyuncular

Pelin ve Anı Tüccarı’nın dansı: Damla KUKUL
Ece ve II. Cin: Ekin KUKUL
Deniz: Gül Ersürmeli Yılmaz
Senem: Melisa Çakmak
Firaz: Nurcan Sonuç
Zelve ve Anı Tüccarı: Sebir YURTSEVEN
Maya ve I. Cin: Yıldız AYYILDIZ

Yazan ve yöneten: Dilara KAHYAOĞLU



Sesler
Maya’nın büyükbabasının sesi: Atilla Çakmak
Maya’nın anneannesinin sesi: İnci Çakmak
Küçük Maya’nın sesi: Dicle Yılmaz
Ece’nin annesinin sesi: Özlem Yavuz
Küçük Ece’nin sesi: Türkü Yavuz
Amcanın sesi: Atilla Yılmaz
Erkek Firaz’ın sesi: Haluk Soran
Erkek Firaz’ın annesinin sesi: Kıymet Yıldırımer
Firaz’ın annesinin sesi: Dilek Ersoy

Işık, fotoğraf ve müzik: Zeki Hasanusta, Hasan Tahsin Özkaya
Kamera: Ozan Aslaner, Fulya Görer
Afiş, cinlerin maske ve kostümleri: Damla Kukul
Suflör:Bülent Akdağ
Müzik: Arto Tunçboyacıyan
-      Ufak Eller
-      Onu Alma Beni Al
Zeki Müren
-      Sevgimizin Aşkımızın Üstünden
 Afife Jale Sahnesi, 29 Mayıs 2010, Saat: 20.00

Nar Taneleri Afiş

Hrant Dink'in öldürülmesinden sonra Baba ve Piç romanından yararlanarak bir tekst hazırladık ve iki yıl oyun üzerinde çalıştık. Bu kadar uzun sürdü çünkü hem yeterince deneyimli değildik, hem oyun zordu hem de bu çalışmayı tiyatro ve oyunculuk üzerine çalışmak için fırsat olarak değerlendirmiştik. 
Oyunun ismini, bağlamdan hareketle Nar Taneleri koymuş,  Damla Kukul da bu temaya uygun düşen aşağıdaki afişi hazırlamıştı. 
Bu oyunu yazar izin vermediği için resmi olarak oynayamadık.  Sadece bir kez yapılan seyircili prova ile yetindik ki bunu da sadece yakın çevremize duyurmuştuk. 


Öyküm Yok 2005 Afiş


Bu afişteki çizimler Ekin Kukul'a aittir. Bizim ilk afişimizdir. Öyküm Yok'u ikinci kere oynarken (2006) bu afişi kullanmıştık. O sahneleme oldukça başarılıydı ama elimizde o günün görüntüleri yok. Çekim yapıldı ama maalesef sonradan kayboldu.


Öyküm Yok 2005 Program Dergisi


KADINLAR SAHNESİ EĞİTİMSEN-İst3
ÖYKÜM YOK!
Oyuncular: Ekin KUKUL, Gül KUKUL, Sebir YURTSEVEN, Suna DİNÇSOY, Yıldız AYYILDIZ
Kostüm, dekor, Aksesuar: Ayşe PANUŞ, Ekin KUKUL, Gül KUKUL, Suna DİNÇSOY
Yazan ve yöneten: Dilara KAHYAOĞLU