Salı, Mart 08, 2016

Sesler, Kokular ve Hatıralar Program Dergisi

KADINLAR SAHNESİ EĞİTİMSEN-İst3

Oyuncular

Pelin ve Anı Tüccarı’nın dansı: Damla KUKUL
Ece ve II. Cin: Ekin KUKUL
Deniz: Gül Ersürmeli Yılmaz
Senem: Melisa Çakmak
Firaz: Nurcan Sonuç
Zelve ve Anı Tüccarı: Sebir YURTSEVEN
Maya ve I. Cin: Yıldız AYYILDIZ

Yazan ve yöneten: Dilara KAHYAOĞLU



Sesler
Maya’nın büyükbabasının sesi: Atilla Çakmak
Maya’nın anneannesinin sesi: İnci Çakmak
Küçük Maya’nın sesi: Dicle Yılmaz
Ece’nin annesinin sesi: Özlem Yavuz
Küçük Ece’nin sesi: Türkü Yavuz
Amcanın sesi: Atilla Yılmaz
Erkek Firaz’ın sesi: Haluk Soran
Erkek Firaz’ın annesinin sesi: Kıymet Yıldırımer
Firaz’ın annesinin sesi: Dilek Ersoy

Işık, fotoğraf ve müzik: Zeki Hasanusta, Hasan Tahsin Özkaya
Kamera: Ozan Aslaner, Fulya Görer
Afiş, cinlerin maske ve kostümleri: Damla Kukul
Suflör:Bülent Akdağ
Müzik: Arto Tunçboyacıyan
-      Ufak Eller
-      Onu Alma Beni Al
Zeki Müren
-      Sevgimizin Aşkımızın Üstünden
 Afife Jale Sahnesi, 29 Mayıs 2010, Saat: 20.00

OYUN ÜZERİNE NOTLAR

Bir zamanlar TRT ekranlarında oynayan bir dizi vardı: KÖKLER… O dizide yazar Alex Haley kendi köklerinin peşinde Afrika’ya dek giderek trajik geçmişini açığa çıkartıyordu. Köklerini arayan insanların var olabileceği gerçeği, siyah insanları veya “Kökler” dizisini düşündüğümüzde mantıklı gelirdi o yaşlarda ve o dönemde bizlere… Oysa aynı durumun hemen yanı başımızda, hemen dibimizdeki evde veya kendi evimizde yaşanıyor olabileceği aklımıza bile gelmezdi.

Onlarca savaş, göç, tehcir, katliam yaşamış ülkemizde de aynı arayış sürüyor olmasın sakın… Köklerini arayan insanlar… Hala arayanlar… Üstelik Alex Haley’den daha şanslı sayabiliriz kendimizi. Büyük felaketlerin üzerinden 100 yıl geçmedi daha veya henüz geçti…

Gün geldi, devran değişti, sis perdesi aralanmaya başladı. Gizli, kilitli sandıklar açıldı, yüzyıllık kokular ortalığa saçıldı.

Bu oyun bu tür bir arayışın izini sürüyor. Ama o kökleri bulmak kolay değil. Öylesine derine gömülmüş ki o anılar; silinmiş, yok olmuş, yok edilmiş… Kimlikler değiştirilmiş, kayıtlar ya tutulmamış ya da yeniden yaratılmış, icat edilmiş. 

Bazen tek kaynak insan hafızası, kuşaktan kuşağa aktarılan öyküler, gizlice aktarılan, fısıltılarla iletilen öyküler. “SESLER VE KOKULAR”la hatırlanan anılar.

Öyle değil midir? Çocukluğumuzdan kalan bir koku hatırlarız, o koku tüm hücrelerimizi harekete geçirerek bize o “anı” hatırlatmaya çalışır. Oyundaki kahramanlarımızda öyle yapıyor: Sesler ve kokular duyuyorlar, onlar dipte kalmış anılarından kalan tortulaşmış izler.

Ya rüyalar? Onlara rüya deyip geçebilir miyiz? Ya onlar da su yüzüne çıkmamış anılarımızın parçaları ise… Hele bir de anı tüccarı denilen bir KİŞİ ortaya çıksaydı ve rüyalarımızın anlamını bize daha açık bir şekilde sunsaydı, iyi olmaz mıydı?

İnsana özgü koku var mıdır? Bireye özgü bir koku yani, tıpkı bir parmak izi gibi… Neden olmasın. Bilen bilir, herkes farklı kokar, herkes kokusundan tanır sevdiğini veya yavrusunu. Eğer kokudan tanımak mümkün olsaydı daha mı kolay ulaşırdık bilinmeze, köklerimize.

Ya bilip de anlatmıyorsak? Bu bizi “suçlu” yapar mı? Peki ya “suç”, genetik olarak geçer mi?

Bütün bunların yanında kadınlara özgü problemler. Özellikle yaşadığımız kimliklerle ilgili sorunlar…

Evet, hepsi bu oyunda… Tekmili birden, “KOKULAR, SESLER VE HATIRALAR”DA

Hoşgeldiniz…

SAHNELER
I. PERDE
SAHNE 1: SESLER
HAYDARPAŞA GARI’NDA: “Yolculuk başlıyor!”

SAHNE 2: RÜYALAR
KAYSERİ’DE ESKİ BİR KONAK: “Hâlâ bekliyor!”

SAHNE 3: KOKULAR 1
TRENDE: “Bu koku nedir?”

SAHNE 4: KOKULAR 2
KAYSERİ’DE ESKİ BİR KONAK: “Bunca yıl sonra hatırladım!”


II. PERDE (Kayseri’de eski bir konak)

SAHNE 1: ANI TÜCCARI KEŞİFTE
“Ben bir şey yapmadım! Suç genetik olarak geçer mi?”

SAHNE 2: YÜZLEŞME 1:
“Bu evdekilerin söylenmesi gereken sırları var. Başka türlü huzura eremeyecekler.”

SAHNE 3: YÜZLEŞME 2:
“Küçüktüm şimdi olsaydı yapmazdım bunu.” “Bunu bana neden söylemediniz?”

SAHNE 4: YÜZLEŞME 3:
“Git onun yanına seni kokundan tanıyacaktır.”

SAHNE 5: HATIRLAMAK BİLMEKTİR
“…affet beni, bilip de söylememek, susmak…”



TEŞEKKÜR

Beşiktaş Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Müdürü Elçin Önder’e, Afife Jale Sahnesi Müdürü Şaziye Hanıma, sevgili arkadaşlarımız Cahit Ataş ve Elif Ketenci’ye, İstanbul Eğitim Sen 3 Nolu Şube Yönetim Kuruluna en içten saygı ve teşekkürlerimizi iletiriz.

Hiç yorum yok: