Çarşamba, Mart 09, 2016

Sıradan Hikayeler - Program Dergisi

KADINLAR SAHNESİ EĞİTİMSEN-İst3

Oyuncular
Aysun ORAL: Derya – Hülya
Ekin KUKUL: Süveyda - Ceyda
Gül Ersürmeli Yılmaz: Perişan
Melika KANDEMİR:  Pınar – Damla – Ceyda
Yasemin Filiz: Asuman
Yıldız AYYILDIZ:  Nalan – Hülya

Sahne Arkası
Damla KUKUL, Sebir YURTSEVEN, Seher GÖĞERÇİN

Sesler
Atilla YILMAZ: Kafe Görevlisi
Özlem BAYRAK: Spiker

Işık: Burcu ÇINGAY
Müzik: Pınar ALTUNTAŞ
Kamera: Elif KETENCİ
Afiş, dekor ve kostümler: Damla KUKUL

Yazan ve yöneten: Dilara KAHYAOĞLU

Müzik, Arjantinli bandoneoncuTango Nuevo'nun (Yeni Tango) kurucusu Astor Pantaleón PİAZZOLLA’nın Libertango (1974) isimli eseridir.  

TEŞEKKÜR

Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi’ne, İstanbul Eğitim Sen 3 Nolu Şube Yönetim Kuruluna en içten saygı ve teşekkürlerimizi iletiriz.


Ortaköy Kültür Merkezi Afife Jale Sahnesi, 14 Haziran 2014, Saat: 20.00


Kadınlar Sahnesi

İstanbul Eğitim Sen 3 Kadınlar Sahnesi 10 yıldır var… Üyelerinin çoğu eğitimsenli kadınlar, öğretmenler… Çalışıyorlar, sendikal faaliyetlerde yer alıyorlar, tiyatro yapıyorlar diğer yandan günlük hayatlarını devam ettiriyorlar… Kolay değil… Bu nedenle bu 10 yıl içinde fazla oyun çıkartamadık. Sadece dört oyun çalışıp sergilemişiz.

Öyküm Yok; Nar Taneleri; Sesler, Kokular, hatıralar ve şimdi de Sıradan Hikâyeler…

Kadınlar Sahnesi, kadınlarla ilgili sözlü tarih çalışmaları, görüşmeler yapıp hikâye toplamayı ve bunları yazıp oynamayı hedefledi baştan beri. Kadının adını, dertlerini duyurmanın yanı sıra mücadele etmek,  karşı durmak için de yola çıktı.

Biz hikâyelerimizi topluyor, yazıyor,  oynuyor sonra da tartışıyoruz. Dönüştürmeye başlamanın yolarından biri farkındalık sağlamaktır. Bu faaliyeti, dönüştürmenin bir aracı olarak görüyoruz.  Bu da uzun dönemli bir mücadeleyi gerektirir. Gerçek dönüşümler ancak böyle olabilir. “Tiyatro yapmak, eylem yapmak demektir.”


Oyun üzerine notlar
Oyun iki perdeden oluşuyor. Perişan’ın hikâyesi hariç diğerlerinin hepsi “gerçek” hikâyelerdir.  Perişan ise birçok gerçek parçacığı bir araya getirilerek yaratılmıştır. Anekdotları dinlemeye üç yıl önce başlamıştık. Oyunu yazdığım yıl (2012)  yoğunluktan çıkartamadık ve ancak iki sene sonra tekrar çalışmaya başlayarak nihayet sahneye çıkabilecek hale gelebildik. İlk oyundan sonra daha da geliştirebileceğimizi biliyoruz. Bizim oyunlarımız yaşıyor, seyircilerden gelen geri bildirimler her zaman yol gösterici olmuştur. Zaten bir amacımız da bu.

Ana karakterimiz Perişan adı verilen, sokaklarda yaşayan bir kadın. Ama o sığındığı bodrumu evi olarak görüyor.
Hikâyesini öğrenmek için bizim gibi hikâye toplayarak oyun oynayan bir grup kadın, Perişan’ın peşine düşüyor. Bu arada Nalan’ın evinde, topladıkları diğer hikâyelerin provalarını yapıyorlar. Bunları zaman zaman bize gösterecekler.

İzlediğimiz, dinlediğimiz hikâyeler o kadar bildik şeyler ki, sıradan yani… Aslında; sıradanlaştırılmış, günlük, bildik bir olay haline getirilerek içi boşaltılmış demek daha doğru…  Sıradanlaştırarak alışıyoruz en olmadık, en kabul edilemeyecek acılara… Öyle hale geliyoruz ki görmüyoruz, işitmiyoruz bile… O halde onları sıradan olmaktan çıkarmak lazım. Onları her defa yeniden yeniden gündeme getirerek görünür hale getirmek lazım ki gözümüze batsın, içimizi acıtsın… Fark edersek değiştirmek için uğraşırız, fark edersek değişiriz, dönüşürüz… Sıradan değil, hikâyelerimizin hiçbiri sıradan değil…

Dilara Kahyaoğlu

SAHNELER

I. PERDE
SAHNE 1: KAFEDE (1) Perişanla Tanışma: “Ne İstiyorsunuz? – Hikâyeni dinlemek”
SAHNE 2: PERİŞAN’IN EVİ (1): “İmdat kadın öldürüyorlar!”
SAHNE 3: SOKAKTA: “Kabuk kız, bu kabuk”
SAHNE 4: KAFEDE (2):  “İçerdekiler benim arkadaşım”
SAHNE 5: NALAN’IN EVİ ve CEYDA’NIN HİKÂYESİ (1):  “Bana dokunca elleri titriyordu.”
SAHNE 6: PERİŞAN’IN EVİ (2): “Çoook kara gözlü bir adamdı. Güleç gözlü bir adamdı.”


II. PERDE
SAHNE 1: İSTENMEYEN MİSAFİR:  “ Bu kadar müdahale etmek bir insana bilmiyorum doğru mu yaptık?
SAHNE 2: PINARIN EVİ: “Kabuğum gitti!”
SAHNE 3: BİR MUAMMA KADIN PERİŞAN :  “Hayalet gibiydim, görünür oldum!”
SAHNE 4: BİR YATILI OKUL HİKÂYESİ:  “Olabilir miydi böyle bir şey! Mümkün mü? Mümkünmüş…”
SAHNE 5: CEYDA’NIN HİKÂYESİ (2):  “Ne ayaksınız siz!”
SAHNE 6: PERİŞAN NEREDE:  “Neden, Perişan böyle bir şey ister mi diye hiç konuşmuyoruz?”

SAHNE 7: SÜVEYDA’NIN HİKÂYESİ:  “18 yaşıma bastığım yıl hayatım değişti.”

Hiç yorum yok: