Perşembe, Temmuz 13, 2023

Kadının Kadına Uyguladığı Mobbing: Pembe Taciz


AI

80’li yıllarda, iş yaşamında “mobbing” kavramını ilk kez kullanan Heinz Leymann’ın mobbing tanımının literatürde en çok atıf yapılan tanım olduğu görülüyor. İsveç’te yaşayan Alman asıllı endüstri psikoloğu Leymann’a göre çalışma hayatında psikolojik taciz (mobbing), bir veya birden fazla kişi tarafından, sistematik olarak genellikle bir kişiye yöneltilen ve bu kişiyi çaresiz ve savunmasız bir duruma iten, hasmane, ahlak dışı ve süreklilik arz eden eylemler aracılığıyla kurulan iletişim biçimidir. Leymann buna “psikolojik terör” de demektedir.

Doktrinde bu kavramı Türkiye’ye tanıtan kişi ise çalışma psikoloğu olan Prof. Dr. Pınar Tınaz’dır.

Tınaz’ın bu çalışmalarından birinde işyerinde psikolojik taciz (mobbing) kavramını “işyerinde diğer çalışanlar veya işverenler tarafından tekrarlanan saldırılar şeklinde uygulanan bir çeşit psikolojik terör” olarak tanımlamaktadır. Tınaz’a göre işyerinde psikolojik taciz kavramı, kişinin saygısız ve zararlı bir davranışın hedefi olmasıyla başlayan bir süreci ifade etmekte olup sistematik bir şekilde uygulanan her türlü kötü muamele, tehdit, şiddet ve aşağılama gibi davranışları kapsar. Doktrinde psikolojik tacizin, çalışanlara sadece üstleri tarafından değil, astları veya eşit düzeydeki çalışanlar tarafından da yapılabileceği kabul edilmektedir.

Türk Dil Kurumu “mobbing” kelimesinin karşılığı olarak “bezdiri” kelimesini kullanmış ve “bezdiri”yi ise “işyerlerinde, okullarda vb. topluluklar içinde belirli bir kişiyi hedef alıp, çalışmalarını sistemli bir biçimde engelleyip huzursuz olmasına yol açarak yıldırma, dışlama, gözden düşürme” şeklinde tanımlamıştır.

Turhan’ın 2013 yılında yaptığı çalışmada mobbing konusunu kamu görevlileri açısından ele alması bakımından incelemeye değer bir çalışmadır.
Çalışmada kamu sektöründe mobbing riskinin, özel sektöre kıyasla daha fazla olduğu “2005 Avrupa Çalışma Koşulları Anketi” sonuçlarına dayandırılarak verilmiştir. Ankete göre, işyerinde psikolojik ve fiziksel şiddetle karşılaşma riski özel sektörde çalışanlarda (%4), kamu sektöründe çalışanlarda (%6) çıkmış, bunun sebepleri arasında da kamu sektöründe işten çıkarılma riskinin az olması ve çalışanların işlerini kolay kolay terk edememeleri sayılmıştır.

Kadın yöneticilerin kadın çalışanlara yaptıkları mobingin (pembe taciz) şiddetinin daha ağır olduğu da iddia edilmektedir. Pembe taciz uygulayan kadın yöneticiler hemcinslerine yönelik cinsiyetçi söylemlerde bile bulunabilmektedirler. Eril dili kadın hemcinslerine kullanmaktan çekinmeyen kadın yönetici mobbing gibi çalışanlar için ağır bedelleri olan bir duruma sebebiyet vermektedir. Sonuç olarak kadınlar da yüksek oranda yöneticilerinin kadın olmasını istememektedirler. Bu durum kadın aleyhinde sonuçlar doğurmaktadır. Zaten yönetim alanında kendine çok az yer bulabilen kadınlar için bu alan iyice daralabilmektedir.

Kadın okul müdürlerinin gerek öğretmenler tarafından gerekse üst yönetim tarafından mobbinge maruz kaldığını gösteren araştırmalar vardır. Yapılan bir araştırma sonucunda kadın okul yöneticilerinin erkek egemen üst yönetim kademeleri ve birlikte çalıştıkları öğretmenler ile ilişkilerinde çoğunlukla psikolojik yıldırma temelli çeşitli sıkıntılar yaşadıkları belirlenmiştir.

Kadın öğretmenlerle yaşanılan sorunlar çekememezlik, kıskançlık, düşmanca davranma, dedikodu, lakaytlık, hafife alınma ve kadından yönetici olmayacağı önyargısı olarak belirlenmiştir. Erkek öğretmenlerle yaşanılan sorunlar ise kadından yönetici olmayacağı önyargısı, hafife alınma ve kabullenilmeme olarak sıralanmaktadır.


https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1758764

Türk Eğitim Yönetiminde Kadının Adı Yok

Hiç yorum yok: